Atatrk ile lgili Gzel Hikayeler
- 1000 liralk ek
- Sat Kadn
- Gazi Mustafa Kemal Paa'ya Peynir Getiren Teyze
- Muallim Hanmlar
- Biz Hazrz Paam
- Vatan Tek Bama Mdafaa Ederim
- Atatrk ve h
- Uak Olmay retemedim
- Biliyorum ocuum
- anakkale'de Ne i Varm?
- nemli Olan Milletimin Rahat Uyumas
- Onlar Binalar Yaparken Ya Siz Neredeydiniz?
Atatürk, ünlü güreçi Kurtdereli'ye ödül olarak 1000 liralk bir is Bankas ceki veriyor.
Altn Kemal Atatürk diye imzalyor, zaten çeklerde resmi de var.
Pehlivan çeki is Bankas' na götürüyor; kendisine 1000 lirayi ödüyorlar. Muazzam bir para.
Ama Kurtdereli hala bekliyor. "Ne bekliyorsun pehlivan?" diye sorduklarnda çeki beklediini söylüyor.
"Paray aldn, çek bizde kalacak" diyorlar.
"O zaman aln 1000 liranz, verin çekimi" diyor. "Onda Atatürk'ümün imzas var."
Ve paray iade edip Atatürk imzal çeki sevgiyle cebine yerletirerek gidiyor.
Ankara'da yakc bir yaz günü idi Atatürk beraberinde arkadalar ve yaverleri olduu halde Kzlcahamam’a giderken Kazan köyü yaknlarnda durmu ve otomobilinden inmiti.
Köyün kadn, genci, yals, ihtiyari köylerin içinden geçen, osede duran bu yabanc konuklar görünce hep koutular. Kimi su seirtti, kimi ayran, bunlardan biri, güümünden aktard souk ayran ata'ya uzatt:
- bir souk ayran içer misiniz, dedi.
Bu çorak iklimin kavurduu yüzünde bronzlam Türk kadnn en bariz ifadelerini tayan, bir Türk anas idi. Börüne sktrd kunda biraz daha bastrdktan sonra, sa elindeki ayran bardan uzatt, bekledi. Ata’s, ayran kana kana içmi ve biran durakladktan sonra ona :
- senin kocan kim? Diye sormutu.
Köylü kadn, yüzü tunçlam, elleri nasirli bir Türk anas Ankara’nn kendine has ivesi ile kocasnn Sakarya harbinde boazndan yaralanm bir cengâver olduunu söyledi. Ata bir soru daha sordu :
- ne zaman dodun?
- 1919’da Atatürk Samsun'a çkt zaman dodum.
Ata, bir an düündü. Yl 1934 idi. Kadnn bu ifadesine göre 15 yanda olmas lazm gelirdi. Hâlbuki karssndaki kadn 25 yaslarnda görünüyordu tekrar sordu :
- nasl olur
- evet, nasl olurdu bu. Sat kadn hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan haliyle ve memleketin igal altnda geçirdii ac yllar ima ederek:
- evet paam, ondan evvel yasamyordum ki !
Bu espri Ata’y bir hayli düündürdü. Ayrlrken yaverine kadnn ismini ve adresini not ettirdi. Daha sonra biz Sat kadn büyük millet meclisine giren ilk kadn milletvekili olarak görmekteyiz.
Türk Kadn
Gazi Çiftliinde dolap hava alrken oldukça yal bir kadna rasladk. Atatürk attan inerek bu ihtiyar kadnn yanna sokuldu.
— Merhaba nine
Kadn Ata'nn yüzüne bakarak hafif bir sesle;
— Merhaba dedi.
— Nereden gelip nereye gidiyorsun?
Kadn öyle bir duralayp,
— Neden sordun ki, dedi. Buralarn sahabs msn? Yoksa bekçisi mi?
Paa gülümsedi.
— Ne sahibiyim ne de bekçisiyim nine. Bu topraklar Türk milletinin maldr. Burann bekçisi de Türk milletinin kendisidir. imdi nereden gelip nereye gittiini söyleyecek misin?
Kadn ban sallad.
— Tabii söyleyeceim, ben Sincan'n köylerindenim bey, otun güç bittii, atn geç yetitii kavruk köylerinden birindeyim. Bizim mhtar bana bilet ald trene bindirdi, kodum Angara'ya geldim.
— Muhtar niçin Ankara'ya gönderdi seni?
— Gazi Paamz görmem için. Ban pek arttm da....Benim iki olum gavur harbinde ehit dütü. Memleketi gavurdan kurtaran kiiyi bir kez görmeden ölmeyeyim diye hep dua ettim durdum. Rüyalarma girdi Gazi Paa. Bende gün demeyip mhtara anlatnca, o da bana bilet alverip sald Angaraya, giceleyin geldimdi. Yolu neyi de bilemediimden ite aamdan belli böyle kendimi ordan oraya vurup duruyom bey.
— Senin Gazi Paa'dan baka bir istein var m?
Kadnn birden yüzü sertleti.
— Tövbe de bey tövbe de! Daha ne isteyebilirim ki...O bizim vatanmz kurtard. Bizi dümann elinden kurtard. ehitlerimizin mezarlarn onlara çinetmedi daha ne isteyebilirim ondan? Onun sayesinde imdi istediimiz gibi yayoruz. unun bunun gavur dölünün köpei olmaktan onun sayesinde kurtulmadk m? Buralara bir defa yüzünü görmek, ona saol paam! Demek için dütüm. Onu görmeden ölürsem gözlerim açk gidecek. Sen efendi bir adama benziyon, bana bir yardm ediver de Gazi Paay bulacam yeri deyiver. Atatürk'ün gözleri dolu dolu olmutu, çok duyguland her halinden belliydi. Bana dönerek,
“Görüyorsun ya Gökçen, ite bu bizim insanmzdr...Benim köylüm, benim vefal Türk anamdr bu”.
Attan indim. Yal kadnn elini tuttum “anacm dedim, sen gökte aradn yerde buldun, rüyalarn süsleyen, seni buralara kadar koturan Gazi Paa yani Atatürk ite karnda duruyor”.
Köylü kadn bu sözleri duyunca akna döndü. Elindeki denei yere frlatp, Atatürk'ün ellerine sarld. Görülecek bir manzarayd bu. kisi de alyordu. ki Türk insan biri kurtarc, biri kurtarlan, ana oul gibi sarma dola alyorlard. Yal kadn belki on defa öptü Ata’nn ellerini. Ata da onun ellerini öptü. Sonra heybesinden küçük bir paket çkartt. Daha dorusu beze sarlm bir köy peyniri. Bunu Atatürk'e uzatt;
— Tek ineimim sütünden kendi ellerimle yaptm Gazi Paa, bunu sana hediye getirdim. Seversen gene yapp getiririm. Paa hemen orada bezi açp peyniri yedi. Çok beendiini söyledi.
Sonra birlikte köke kadar gittik. Oradakilere u emri verdi;
"Bu anamz aln burada iki gün konuk edin. Sonra köyüne götürün. Giderken de kendisine üç inek verin benim armaanm olsun."
Muallimler ankara'da bir içtima yapmlar, içtimaa iki üç muallim hanim da itirak ederek salonda ayr bir yere oturmulard.
Muallim hanmlarn içtimaa gitmelerini ho görmeyen meclis'in sarkllar gaziye ikâyete gidiyorlar.
Gazi kzarak :
- "kimmi muallimler cemiyeti reisi ? Çarn onu !"
Ve Mazhar Müfit birkaç dakika sonra içeri girince gürleyen bir sesle çkyor :
-"siz muallimler içtimada ne yapmsnz? Ne ayp ey bu ?"
Mazhar Müfit aakalr. Gaziden bu hareket mi beklenirdi? Sarkllar muzaffer bir besaretle gülüyor. Sarkllar nee içinde gazinin sesi hep ayni tonda devam ediyor.
—olur ey deil olur ey deil !"
Mazhar Müfit hala ayakta ve hala ne diyeceini sasrm bir halde cevap vermeye çalyor :
-"efendim vallahi... "
- "brak brak ben hepsini biliyorum; içtimaa muallime hanmlar da çardnz. Fakat onlar niye ayr sralara oturttunuz ? Sizin kendinize mi itimadnz yok, Türk hanmnn faziletine mi ? Bir daha öyle ayrlk gayrilik görmeyeyim, anladnz mi ?
Günlerden bir gün talyan Büyükelçisi Ata ile görümek ister ve huzura kabul edilir. O zamann muhtelif ekonomik-siyasi konular hakknda konuulduktan sonra, büyükelçi "Ekselans, dün Roma ile yapm olduum bir görümede hükümetimizin Hatay' almak istedii kararn size iletmem söylendi" der.
Odada buz gibi bir hava eser. Ata, büyükelçiye bir eyler daha ikram eder ve iki dakikalna odadan ayrlr.
Döndüünde ayanda çizmeleri, üzerinde mareal üniformas, belinde tabancas vardr.
Doruca masasna gider, manyetolu telefondan Mareal Fevzi Çakmak'n balanmasn ister ve Çakmak'a: " Paa, talyan dostlarmz Hatay'a gelmek istiyorlarm. Hazr myz" der.
Fevzi Çakmak durumu anlar ve "Biz hazrz Paam" diye yantlar...Ata büyükelçiye döner ve: "Biz hazrmz. Hükümetinize söyleyin, isterlerse gelip Hatay' alabilirler" der.......
23 Nisan 1920... Ankara'da Büyük Millet Meclisi açlmtr. Memleketin her tarafndan birçok mebuslar gelmiti. Bu yeni meclise gelenlerin bir ksm, Ankara'da hiçbir eyin olmadn görünce yeise dümülerdi. Bahsedilen, ne Yeil ordu, ne hazine, ne yatacak otel, hiçbir ey yoktu. Sadece Mustafa Kemal...
...Bazlarna bu dava çürük gelmi olacak ki, memleketlerine dönmeye karar verdiler. Bunlar geri dönerlerse Meclis'te huzursuzluk olmayacan anlayan Mustafa Kemal, kürsüye çkt.
O gün pek heyecanlyd. Atatürk'ün hayatnda belki böyle canl bir tablo domamt. Mebuslara hitaben:
"ittim ki, baz arkadalar yoksulluumuzu bahane ederek, memleketlerine dönmek istiyorlarm. Ben kimseyi zorla Millî Meclis'e davet etmedim. Herkes kararnda hürdür, bunlara bakalar da katlabilirler. Ben bu mukaddes davaya inanm bir insan sfatyla, buradan bir yere gitmemeye karar verdim. Hattâ hepiniz gidebilirsiniz. Asker Mustafa Kemal, mavzerini eline alr, fieklerini gösüne dizer, bir eline de bayra alr, bu ekilde Elmada’a çkar, orada tek kurunum kalna kadar vatan müdafaa ederim. Kurunlarm bitince bu acîz vücudumu bayrama sarar, düman kurunlaryla yaralanr, temiz kanm, mukaddes bayrama içire içire tek bama can veririm. Ben buna ant içtim."
Diye gürleyince, herkesi bir heyecan dalgas sard. Hiçbiri gözyalarn zapt edemiyordu.
Atatürk, Amasya ziyaretinde.Vali konanda yörenin ileri gelenleri ile sohbette. Bir ara tam karssnda oturan birine taklr gözleri. Ya ellinin üzerinde bu adam beline kadar inen sakalyla Atatürk'ün dikkatini çeker. Ata, yanndaki valinin kulana eilip sorar;
— Kimdir bu?
Vali yant verir;
— Efendim kendisi h'tr. Yörede çok hatrls vardr.
Atatürk h' yanna çarr ve;
— Bak baba, imann ölçüsü sakaln boyunda deildir. Sunu rica etsem de en azndan Peygamber efendimizinki gibi ksaltsan der ve eliyle de boyun alt hizasn gösterir.
h;
- " Emrin olur Paam " diyerek yerine çekilir.
Aradan zaman geçer, bir aksam Atatürk Amasya'daki h' hatrlar ve Vali'yi telefonla arayp durumu sorar. Vali nasl söyleyeceini bilememekle birlikte, h'n sakal boyunda en küçük bir ksalma bile olmadn aksine kimselere el sürdürmediini anlatr. Atatürk telefonu kapatr, kad kalemi eline alr ve az sonra nazrn çarp, yazd yazy Amasya Valilii'ne tebli etmesini ister. Ertesi gün Amasya'dan bir haber gelir ki h Efendi Ata'y görmek üzere Ankara'ya yola çkm...
h gelir, Ata'nn karssna çkar. Sakal tamamen kesilmi, sinekkayd bir tra olunmu, saçlar ksaltlm, klk kyafet bastan sona deitirilmi, bambaka bir görünüme bürünülmütür. Atatürk'ün mesai arkadalar bu deiimi anlayamaz ve Ata'ya sorarlar;
— Aman Paam, o h ki sakalna el dahi sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini saladnz?
Ata gülümser, sonra da yanndakilere dönüp;
— Dün aksam Amasya Valilii'ne bir yaz gönderdim ve h' Afyon'a vali atadm bildirdim der.
Ardndan da yeni bir yaz hazrlayp nazrna bu yazy da h'a vermesini söyler. Yazda söyle yazmaktadr;
“nancn ölçüsünün sakalda olmadn anladna sevindim. Valilik meselene gelince, bugün koltuk uruna krk yllk sakalndan vazgeçebilen yarn baka eyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikileme mahkûm brakmayalm. Kal salcakla...”
UAK OLMAYI ÖRETEMEDM…(birinci yorum)
Atatürk'ün davet ettii ngiliz kral Türkiye'ye gelir ve Dolmabahçe saraynda sohbete balarlar. Atatürk’ün oförü kazayla kahveyi kraln üstüne döker. Kral sinirli sinirli yanndakilere "Ne beceriksiz adam. Yanndakilere disiplin verememi ülkesini nasl kurtarm?" demi.
Atatürk demi ki:"Ne diyor bu kocaolan?" Olay anlatmlar Ata çok kzm ve demi ki:"Ben bu millete her eyi örettim sadece uak olmay öretemedim" demi.
UAK OLMAYI ÖRETEMEDM…(ikinci yorum)
ngiliz kral 7. Edward, stanbul'a Atatürk'ü ziyarete geldii zaman Atatürk kendisine bir akam ziyafeti vermiti. Sofra ngiliz Kraliyet sofras tarznda kuruluyor. Yemekler Yeniliyor. ngiliz Kral, Atatürk'e dönerek: Sizi kutlar ve size teekkür ederim. Kendimi ngiltere'de sandm diyerek memnuniyetini bildirdi.
Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekteydi. Bunlardan biri heyecanlanarak elindeki büyük bir tabakla birdenbire yere yuvarland. Yemekler de hallara dald. Türk konuklar utançlarndan kpkrmz kesildiler. Ancak Atatürk Kral'n kulana eilerek: 'Bu ulusa her eyi örettim. Fakat bir tek uakl öretemedim' der.
Hatay sorununda Franszlarn zorluk çkard günlerdeydi. Atatürk, sofrasna çard Fransz Fevkalade Komiserine içini döküyordu.
—Hatay ii, benim kiisel davamdr. Beni üzüyorsunuz. Korkarm ki, beni meseleyi baka türlü halletmek zorunda brakacaksnz.
Atatürk bu sözleri Türkçe olarak yüksek sesle söylüyor ve herkes dinliyordu. Hazr bulunanlardan Kazm Paa da onun sözlerini Franszca'ya çeviriyordu. Atatürk'ün;Beni Üzüyorsunuz, sözü salona yansr yansmaz arka sralarda bulunan bir genç ayaa kalkarak:
—Atatürk! Üzülme arkanda biz varz, diye bard.
Atatürk birden ban sesin geldii yöne doru çevirdi. Kalar kalkm, ürkünç bir çehre almt. Salon birden derin bir sessizlie gömüldü. Herkes Atatürk'ün gence sinirlendiini sanyordu. Oysa tam bu srada gözlerini gence diken Atatürk, onun bu sözüne karlk olarak:
—Biliyorum çocuum, onu bildiim için böyle konuuyorum, diye karlk verdi
Cumhuriyet'in ilanndan sonra stanbul'da bir resepsiyon verilir.Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ataeleri de davet edilir.Davet güzel bir ekilde devam etmektedir fakat ngiliz ateei olan binbann baklar MUSTAFA KEMAL'in gözünden kaçmaz.bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmtr ve bakmaya devam etmektedir.
Ne olduunu örenmek için yaverini gönderir.Yaver, MUSTAFA KEMAL'e öyle der:Paam kendisine neden ters bir tavr takndn sordum, o da bana MUSTAFA KEMAL'in Çanakkale'de babasn öldürdüünü söyledi.
Bunun üzerine MUSTAFA KEMAL öyle der:Git sor bakalm babasnn ÇANAKKALE'de ne ii varm??
zmir kurtuldu, çok tatl bir yorgunluk, Ankara'ya hareket edecekler. Ertesi gün kompartmann kapsn çalar yaveri, açar yorgun, bitkin, kravatn ykamaktadr Atatürk.
Yaveri "ya paam bu ne hal hiç uyumadnz herhalde niye böylesiniz" der.
“Ya çocuk kompartmanma yastkla battaniye koymay unutmusunuz. Kolumu yastk yaptm ard, setremi yastk yaptm üüdüm bende uyumadm kalktm" der.
Yaveri; "aman Paam! Birimize haber vereydiniz hemen size bir yastkla battaniye getirirdik" der.
Ve bir ülke kurtarmaktan donen komutan söylüyor bunlar tarihi bir cevap der ki;
"Geç fark ettim hepiniz en az benim kadar yorgundunuz. Hiçbirinize kyamadm.
Önemli olan benim uyumam deil milletimin rahat uyumas".
Tarihimiz saysz savalarla doludur. Biz bu savalardan bakaldrp ne memleketi imar edebilmiiz, ne de kendimiz refaha kavumuuzdur. Bunun sebebi, bizim suçumuzda olduu kadar dümanlarmzdadr da. Çünkü basta Moskoflar olmak üzere dümanlarmz hep söyle düünürlerdi :
- Türklere rahat vermemeli ki, baka sahalarda ilerleyemesinler...
Bunun için de sk sk bamza belalar çkarrlar, savalar açarlar, Balkan milletlerini istiklal diye kkrtrlard.
Biz böyle durmadan savarken de o zamanlar askere alnmayan gayri Müslimler durmadan zenginleirlerdi.
Onlarn neden zengin, bizim neden fakir kaldmz bir köylü, Atatürk'e verdii ksa bir cevap ile gayet veciz olarak izah etmitir.
Atatürk, Mersin’e yapt seyahatlerden birinde, ehirde gördüü büyük binalar iaret ederek sormu :
- bu kök kimin ?
- kirkor'un...
- ya u koca bina ?
- yargo'nun
- ya u?
- salomon'un...
Atatürk biraz sinirlenerek sormu :
- onlar bu binalar yaparken ya siz nerede idiniz ? Toplananlarn arkalarndan bir köylünün sesi duyulur:
- biz mi nerede idik ? Biz Yemen'de, Tuna boylarnda, Balkanlarda Arnavutluk dalarnda, Kafkaslarda, Çanakkale'de, Sakarya'da savayorduk paam...
Atatürk bu hatrasn naklederken :
- hayatmda cevap veremediim yegane insan bu ak sakall ihtiyar olmutur, der dururdu.
Atatürk'ün nükteleri-fkralar-hatralar, sh 18