1 Haziran 2011 tarihinden itibaren ziyaret eden ziyaretçi sayısı ;

08Mart

Evet işim bu benim

Yazar: yavuzdiyebirispacer | Kategori : yvz | Yapılan Yorum Sayısı : 0

yalnızlık, geç kalmaktır. o kadar geç kalırsın ki, olmadık kişilerden sevgi dilenmeye başlarsın;

-yalnızsınız galiba.

+öyle böyle değil, kuduz bir sokak köpeği kadar, böyle 21. yüzyılın vebalısı kadar yalnızım.

-“aslında kimse yalnız değildir. yalnızlık; insanın hayal ettiği, aslında gerçekte olmayan bir duygudur” derler.

+hasiktirsin lan onlar… şey, pardon… beni biraz sever misiniz?

-valla biraz geç kaldınız, daha yeni bir adamı sevdim.

+hee ben zaten her şeye kalırım, evet. işim bu benim.

burakaksak

spacer
06Ekim

Ve bir gün hatırlanır her ayrılık..

Yazar: yavuzdiyebirispacer | Kategori : yvz | Yapılan Yorum Sayısı : 0

Her ayrılığın sonunda acı vardır. Ya ayrılığın hemen sonunda ya da ayrıldıktan günler, aylar, yıllar sonra gösterir kendini. Hiç olmaması gereken yerde olmaması gerektiği şekilde ortaya çıkar ve kısa süreli bile olsa dünya üzerindeki bütün çiçekleri soldurur, bütün sesleri susturur.

Bir ilişki bir gün sürse bile gün gelir saat ayrılmayı hatırlatmaktadır. Akla düşer yaşananlar ve hissedilenler. Dudaklardaki acı ve çaresiz tebessüm aynaları kırar. Aynaları kırar ve kırıklar bakılan her yerde batar gözlere. İşte o an içindeki acı kağıt kesiği gibi yakar içini. Sızlatır ta derinden.

Geride kalan sevgilinin gözleri hatırlanır önce ve hemen sonra rüzgar kokusunu getirir. Parmak uçları sızlar yavaş yavaş. Tenine dokundurulduğunda hissedilen karmaşık duygular tekrar hatırlanır ve özlem denilen sarmaşığın ellerine düşülür.. Bir an için “aslında her şey için çok geç değil, arasam.. gel desem..” denir ve yeniden başlama hayalleri kurulur. Zaten geride kalan sevgili aslında o kadar kötü bir insan değildir ve hayat yolları ayırmıştır, tekrar denense belki her şey daha güzel olacaktır. Özlemenin zehri bütün bedeni yavaş yavaş sarar, hayale daldırır. Karda ölmek kadar sevimlidir özlemek; tatlı tatlı uyutur ve sinsice son verir hayata.

Fakat karda uyumak kadar trajik bitmeyebilir özlemenin sonucu. Büyük br gürültüyle uyanılır uykudan. Bu uykudan uyandıran gürültü; dışarıda akıp giden hayatın ta kendisidir. “Uyan!” diye seslenir o gür sesiyle. “Uyan! Ben gidiyorum!” Giden hayatın içinde akla düşen bu zamansız ayrılığın acısı silinir hafızalardan ve hayata kaldığı yerden devam edilir.

spacer
29Eylül

Az kaldı ; Bitecek.

Yazar: yavuzdiyebirispacer | Kategori : yvz | Yapılan Yorum Sayısı : 2

Günler geçiyor. Saatler geçiyor. Dakikalar geçiyor. Saniyeler geçiyor.

Her şey, ters gitmek zorunda olduğunu ispatlamak istermişçesine; parça parça, kanata kanata, acıta acıta, yavaş yavaş seni boğuyor. Ölmediğin için şükretmeni bekleyen insanlardan kaçabileceğin kapılar, ellerini parçalarcasına tırmalayabileceğin duvarlar yok etrafında. Bomboş bir alanda dimdik durmanı bekleyenler var. İnsanlar var.

Seni izliyorlar. Seni boğuyorlar. Seni soluyorlar.

Ellerin titriyor sinirden. Bacakların bir daha hareket edemeyecekmişçesine kaskatı kesilmiş. Yere öyle sağlam basıyorsun ki, tanrım öyle güçlü görünüyorsun ki, aklından geçenleri bilmesem bu görüntüne kanabilirdim. Yemin ederim sana inanabilirdim.

Oysa, tükeniyorsun. Oysa, tüketiyorlar. 

Her gece, kesinlikle her gece, mutsuzluk sarıyor bedenini. Öyle soğuk ki, önce ürperiyorsun. Sonra alışıyorsun. Ve sonra teslim oluyorsun, yıllardır beklediğin mutlulukmuş gibi. Seni ele geçiriyor. Adeta sen oluyor. Tanrım, hayallerin ellerinden kayıp gidiyor. Tutamıyorsun. Ellerin de kaskatı kesiliyor. Düşüncelerini de bedeninle birlikte dondurmak istercesine sürekli aynı şeyi tekrarlıyorsun:

“Düşünme. Az kaldı. Geçecek. Geçmek zorunda.”

Etrafında kimse yok. Terk edilmek isteyecek kadar kalabalıklar içindesin. Etrafında kimse yok ve bu seni öldürüyor. İflah olmaz bir bencil değilmişçesine insanlara mutluluklar vaadediyorsun. Mutluluklarını onlara bağışlıyorsun. Tutamayacağın sözler veriyorsun. Sahiplenemeyeceğin gülümsemeler ediniyorsun. Benimseyemeyeceğim mimikler yerleştiriyorsun suratına.

Ah, ne kadar da gerçek duruyorsun.

Gözlerindeki nefreti hissedebiliyorum. Gözlerindeki hüzne dokunabiliyorum. Düşüncelerin ölmüş bir kuş kadar gerçek. Düşüncelerin katledilmiş bir çocuk kadar somut. Düşüncelerin seni öldürebilecek kadar karşı konulmaz. Ancak -gökyüzünü bile şaşırtacak şekilde- biliyorsun ki, bu sefer kaybeden sen olmayacaksın. Biliyorsun ki, iyileşecek yaraların. Biliyorsun ki, kabuk bağlayacak her biri, zamanla. 

Onlar bilmiyorlar ama, geçecek.

Önce tekrar yürümeyi öğreneceksin. Ardından hissetmeyi. Düşüncelerin, sanki aksi hiç gerçekleşmemişçesine, sana itaat edecek. Bu sefer kendine mutluluklar bağışlayacaksın. Duvarlar örüp, duvarlar yıkacaksın. Belki içindeki çocuğu öldüreceksin, belki de o çocuğa hapsolacaksın. Mutluluktan parmak uçların uyuşacak. Sadece, sabret. Sadece biraz sabret.

“Düşünme. Az kaldı. Geçecek. “

Onlar bilmiyorlar ama,

Bitecek.

spacer
« Older Entries
gipoco.com is neither affiliated with the authors of this page nor responsible for its contents. This is a safe-cache copy of the original web site.